Daha birkaç ay önce CHP'de dahil olmak üzere diğer birçok muhalefet partisi erken seçimden söz ettiğinde AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Erken seçimi istemek vatana ihanettir" demiş, seçimlerin 3 Kasım 2019'dan önce yapılamayacağını ifade etmişti. Biz seçmenler ve muhalefet partileri de zihinlerimizde erken seçim kavramını çıkarmış, 3 Kasım'a kilitlenmiştik. Ancak, bir hafta önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin erken seçim söylemini tekrar gündeme taşıması kamuoyunda sürprizin ötesinde soğuk bir duş etkisi yaratmış, açıkta yürüyen partiler şemsiyesiz sağanağa yakalanmışlardır.
Açıkçası bu süreci fazla kurcalamak istemiyorum. Çünkü atı alan köprüyü geçmiştir. Bize indirip kaldırmak düşmez. Biz gelelim yıllardır siyasi ve ekonomik olarak sömürülen memleketimizin durumuna. Bu köşeyi sabah yazmayı düşünüyordum ama İYİ Parti için YSK'nın açıklamasının beklemenin daha doğru olacağına karar verdim. Bu satırları yazarken Aytun Çıray İYİ Parti'nin seçimlere girebilmesinin kabul edildiğini açıkladı. Bizde öyle kabul ediyor ve yazımıza devam ediyoruz.
AK Parti ve MHP'nin ittifakı kesin. Ve büyük ihtimalle de Cumhurbaşkanı adayları da Recep Tayyip Erdoğan olacak. Erdoğan'ın karşısında kaç aday ya da kimler olacak bu yazımızda net olarak ifade edemezsek de, Meral Akşener'i ikinci aday olabileceğini telaffuz edebiliriz. Ak Parti ve MHP ittifakı dışında ki partilerin arayışı son hız devam etmekte ama halen resmi bir ittifak gündeme gelmedi. Bu durumda biz ancak AK Parti ve MHP ittifakından yola çıkarak Urfa'da ki süreci değerlendirebiliriz.
AK Parti'nin gücü ortada. Kayıp olur mu derseniz? Evet, gözle görülür bir erime meydana gelecektir. Peki, bu kayıp nereye yansır? İYİ Parti'ye mi? MHP'ye mi? Bilindiği gibi ittifak olsa da pusulada partilerin listesi farklı olacak ve her parti pusulada aldığı oranla milletvekili çıkaracak. MHP'nin 1 Kasım 2015 genel seçimlerinden aldığı oy 23 bin. Yani bu orana baktığımız zaman MHP 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde yine vekil çıkaramayacaktır. Her ne kadar İbrahim Özyavuz diğer parti adaylarına nazaran daha şanslı olsa da, en ufak bir hata Özyavuz'u yarış dışı bırakabilecektir.
İbrahim Özyavuz milletvekilliğini garantilemesi için 2. sırasını mutlaka sağlama almalı. Aksi taktirde 2 ve 3. sırayı da Harran ve Akçakale kökenli adaylara verirse 1 Kasım'da ki aynı sonuçla karşı karşıya kalacaktır. Unutmamak gerekir ki seçim sadece Ova'da yaşanmayacak tüm ilçelerde yaşanacak ve her partinin olduğu gibi Özyavuz'da bir tek oya ihtiyaç duyacaktır. Örneğin Urfa yerlisi bir aile adayına 2. sırayı verecek olursa şansı artacaktır. Aynı şekilde 3 ve 4. sıra adaylarını ilçelerden seçmesi avantajını yine artıracaktır. Ben buradan etnik kökenlere girmek istemem ama ilk beş arasında bir Kürt ve bir Türkmen adaya yer verilmesi gerekir diyorum.
Evet, Cumhur İttifakı ile söyleyeceklerim bugünlük bu kadar. Önümüzde ki hafta İYİ Parti'yi değerlendirmeğe çalışacağım. Allah ülkemiz ve şehrimizin için en güzelini nasip etsin.